Suskun İlişkiler: Sessizlik Her Zaman Sakinlik Değildir. Birçok çift kendini şu cümlenin içinde bulur: “Kavga etmiyoruz ama mutlu da değiliz.” Dışarıdan bakıldığında sakin, huzurlu görünen bir ilişki… Ama içeride konuşulmayan kırgınlıklar, bastırılmış ihtiyaçlar, ifade edilememiş duygular…
İşte bu durumun adı: Suskun İlişki.
Gürültülü kavgaların değil, sessiz kopuşların ilişkisi.
Sessizlik bazen olgunluk gibi görünür. “Kavga etmiyoruz demek ki sorun yok” diye düşünülür. Oysa çoğu zaman sorun yok değil, konuşulamıyor demektir.
Aşağıdakiler tanıdık geliyorsa, ilişki duygusal sessizlik evresine girmiş olabilir:
Her suskunluğun arkasında farklı bir korku ya da öğrenilmiş davranış vardır:
Konuşamamak çoğu zaman sevgisizlikten değil, duygularımıza tercüman olamamaktandır.
Tamamen değişmek zorunda değilsiniz; sadece dili kavgadan duyguya çevirmek yeterli.
❌ “Sen hep beni görmezden geliyorsun.”
✅ “Böyle olduğunda kendimi yalnız hissediyorum.”
2. Çözüme değil, önce anlaşılmaya odaklanın.
“Şu an beni dinlemen bile yeterli, çözüm bulmak zorunda değiliz.”
3. Sessizlik anlarını yok saymak yerine adını koyun.
“İkimiz de susuyoruz ama bu sessizliğin altında kırgınlık var, biliyorum. Konuşmaya hazır olduğunda buradayım.”
Unutma: Konuşmak Bir Tartışma Değil, Yakınlaşma Davetidir
Sessizlik bazen huzurdan gelmez; duyguların sahipsiz kalmasından gelir.
Eğer ilişkinde sessizlik büyüyorsa, bunu bir “bitiyor” işareti olarak değil,
“konuşulmak isteyen duygular” işareti olarak gör.
Çünkü bir ilişkide asıl kopuş tartışmayla değil, susarak olur.
Sadece bu kalıpla konuşun:
❌ “Sen hiç ilgilenmiyorsun.”
✅ “Gün içinde aramadığında kendimi değersiz hissediyorum.”
Karşı taraf sadece şu iki cümleden birini kurabilir:
Tartışma yok. Savunma yok. Açıklama yok. Sadece tanıklık.
Bonus: Birbirinize Şu Cümleyle Kapanış Yapın
“Bu konuyu çözelim diye değil, seni anlayayım diye dinledim.”
Bu küçük egzersiz bile, yıllardır konuşulamayan duyguların kapısını açabilir. Çünkü çoğu zaman ilişkiyi bitiren şey *“sevilmemek” değil, “anlaşılmadığını düşünmek”*tir.
